Minimal İnvaziv Omurga Cerrahisi:
Daha Az Kesi, Daha Hızlı İyileşme
Daha Az Kesi, Daha Hızlı İyileşme

Omurga ameliyatı denildiğinde pek çok kişinin aklına; sırtta boydan boya uzanan büyük yara izleri, haftalarca süren yatak istirahati ve ağrılı bir iyileşme süreci gelir. Ancak bu korkutucu tablo artık geçmişte kaldı. Tıbbın ve teknolojinin birleştiği noktada geliştirdiğimiz Minimal İnvaziv Omurga Cerrahisi, hastalarımıza “maksimum konfor” ve “minimum doku hasarı” sunan devrim niteliğinde bir yaklaşımdır.
Geleneksel “açık” ameliyatlarda, cerrahın omurgaya ulaşabilmesi için cildi geniş bir şekilde kesmesi ve omurganın etrafındaki kasları kemikten sıyırması gerekirdi. Bu durum ameliyat sonrası ağrının ve iyileşme süresinin uzamasının temel sebebiydi.
Minimal invaziv omurga cerrahisi ise, adından da anlaşılacağı üzere vücuda “en az müdahale” ile yapılan işlemleri kapsar. Bu yöntemde:
Çok küçük (bazen 1-2 cm’lik) kesiler kullanılır.
Kaslar kesilmez veya sıyrılmaz; özel tüpler (dilatörler) yardımıyla kas lifleri nazikçe aralanarak çalışma tünelleri oluşturulur.
Mikroskop veya endoskop (kamera) sistemleri kullanılarak sorunlu bölge büyütülür ve detaylıca görüntülenir.
Bu yöntemin geleneksel cerrahiye göre hastalarımıza sunduğu avantajlar saymakla bitmez. En önemli farklar şunlardır:
Daha Az Ağrı: Kaslar kesilmediği için ameliyat sonrası ağrı kesici ihtiyacı minimum düzeydedir.
Kısa Hastanede Kalış Süresi: Çoğu işlemden sonra hastalarımız aynı gün veya ertesi gün taburcu olabilirler.
Hızlı İşe Dönüş: Vücut daha az travma aldığı için normal yaşama ve iş hayatına dönüş süresi çok daha kısadır.
Estetik Görünüm: Küçük kesiler sayesinde yara izi belli belirsizdir, estetik kaygı oluşturmaz.
Düşük Enfeksiyon Riski: Kesi alanı küçüldükçe, enfeksiyon kapma riski de aynı oranda azalır.
Kan Kaybı Yok Denecek Kadar Azdır: “Kansız ameliyat” olarak da bilinmesinin sebebi budur.
Bugün omurga rahatsızlıklarının pek çoğunda minimal invaziv omurga cerrahisi tekniklerini güvenle uygulayabiliyoruz:
Bel ve Boyun Fıtıkları: Mikrodiskektomi veya endoskopik (kapalı) yöntemlerle fıtığın temizlenmesi.
Kanal Darlığı (Spinal Stenoz): Daralan kanalın mikroskobik yöntemlerle genişletilmesi.
Bel Kayması (Spondilolistezis): Perkütan (cilt üzerinden gönderilen) vidalama sistemleri ile omurganın sabitlenmesi.
Omurga Kırıkları: Kifoplasti veya Vertebroplasti (Kemik çimentosu) uygulamaları.
Omurga Tümörleri: Bazı tümörlerin çıkarılması ve biyopsi işlemleri.
Bu ameliyatlar yüksek teknoloji ve cerrahın tecrübesini gerektirir. Operasyon sırasında “C-kollu skopi” (röntgen cihazı) ve bazen “Navigasyon” sistemleri kullanırız. Bu cihazlar, omurganın içini bir GPS sistemi gibi haritalandırarak vidaların veya aletlerin milimetrik hassasiyetle yerleştirilmesini sağlar. Böylece sinir hasarı riski neredeyse sıfıra iner.
Ameliyat korkusu, sağlığınızı ertelemenize neden olmamalı. Minimal invaziv omurga cerrahisi, modern tıbbın hastalara sunduğu en büyük konforlardan biridir. Eğer omurga problemleriniz nedeniyle yaşam kaliteniz düştüyse, “bıçak altına yatmak” deyimini unutun; artık çok daha hassas, güvenli ve hızlı yöntemlerle sağlığınıza kavuşmanız mümkün.


