Bel Fıtığı:
Belirtileri, Nedenleri ve Güncel Tedavi Yöntemleri
Belirtileri, Nedenleri ve Güncel Tedavi Yöntemleri

Toplumda neredeyse her yetişkinin hayatının bir döneminde karşılaştığı bel ağrıları, her zaman basit bir kas tutulması olmayabilir. Bazen bu ağrılar, yaşam kalitesini ciddi şekilde düşüren ve hareket kabiliyetini kısıtlayan bel fıtığı probleminin habercisidir. Ancak korkulanın aksine, her bel fıtığı ameliyat gerektirmez ve doğru tedavi yöntemleriyle hastalarımız sağlıklarına tam anlamıyla kavuşabilirler.
Omurgamız, omurlar ve bu omurlar arasında yastık görevi gören, “disk” adını verdiğimiz kıkırdak yapılardan oluşur. Bu diskler, omurganın esnekliğini sağlar ve darbeleri emen bir amortisör görevi görür.
Bel fıtığı, bu disklerin dış çeperinin yırtılarak içindeki jel kıvamındaki sıvının dışarı taşması sonucu oluşur. Dışarı taşan bu yapı, omurilik kanalındaki sinirlere baskı yaptığında ise hastalarımız o şiddetli ağrıları hissetmeye başlar. Sinir köklerine yapılan bu mekanik baskı, fıtığın seviyesine göre kalçadan topuğa kadar yayılan farklı şikayetlere yol açabilir.
Pek çok hasta sadece bel ağrısı şikayetiyle gelse de, bel fıtığı kendini çok daha spesifik sinyallerle belli eder. En sık karşılaştığımız belirtiler şunlardır:
Bacağa Vuran Ağrı (Siyatik): Ağrı sadece belde kalmaz; kalçadan başlayıp bacağın arkasından topuğa kadar yayılabilir. Bu, sinir kökü basısının en tipik işaretidir.
Uyuşma ve Karıncalanma: Bacaklarda veya ayaklarda his kaybı, yanma veya karıncalanma hissi.
Kas Güçsüzlüğü: İleri seviye fıtıklarda, hastalar ayaklarını yukarı çekmekte veya parmak uçlarında yürümekte zorlanabilirler (Düşük ayak bulgusu).
Hareket Kısıtlılığı: Eğilirken, doğrulurken veya oturup kalkarken bel bölgesinde tutukluk yaşanması.
Doğru tedavi, doğru teşhisle başlar. Hastalarımızın detaylı nörolojik muayenesini yaptıktan sonra, bel fıtığı tanısını kesinleştirmek için “Altın Standart” olarak kabul ettiğimiz Manyetik Rezonans (MR) görüntüleme yöntemini kullanırız. MR, fıtığın tam yerini, büyüklüğünü ve sinire olan baskısının derecesini net bir şekilde görmemizi sağlar.
Hastalarımızın en çok endişe ettiği konu ameliyattır. Ancak bir omurga cerrahı olarak şunu netlikle söyleyebilirim: Bel fıtığı teşhisi konulan hastaların büyük bir çoğunluğu ameliyatsız yöntemlerle iyileşebilir.
1. Cerrahi Dışı Tedaviler
Sinir hasarı riski olmayan, sadece ağrı şikayeti olan hastalarda öncelik her zaman konservatif tedavilerdir:
İstirahat ve ilaç tedavisi.
Fizik tedavi uygulamaları.
Algoloji (Ağrı) tedavileri ve enjeksiyonlar.
2. Cerrahi Tedavi (Mikrocerrahi)
Eğer hastada ayakta güç kaybı (felç riski) varsa, idrar tutamama gibi problemler başlamışsa veya uygulanan tüm tedavilere rağmen ağrı dindirilemiyorsa cerrahi kaçınılmaz hale gelir.
Günümüzde uyguladığımız Mikrocerrahi (Mikrodiskektomi) yöntemi ile bel fıtığı ameliyatları son derece konforlu hale gelmiştir. Mikroskop altında, çok küçük bir kesiden girilerek yapılan bu işlemde, sadece fıtıklaşan ve sinire baskı yapan parça temizlenir. Bu yöntem sayesinde hastalarımız:
Daha az doku hasarı yaşar,
Ameliyattan birkaç saat sonra yürüyebilir,
Çok kısa sürede günlük yaşantılarına ve işlerine dönebilirler.
Bel fıtığı, ertelemeye gelmeyen ancak çözümü olan bir sağlık sorunudur. Bacağınıza vuran inatçı ağrılarınız veya güç kaybınız varsa, vakit kaybetmeden uzman bir hekime başvurmanız, sinirlerde kalıcı hasar oluşmaması adına hayati önem taşır.


Bel Kayması (Spondilolistezis)